Ana Sayfa Genel, Gündem 4 Aralık 2021

“Urla’yı evim, yaşayanları ailem olarak gördüm”

Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı’nın verilişinin 87. Yılı kapsamında, Urla Yakamoz Haber Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Raşit İnan, Urla Belediyesi’nin ilk kadın belediye başkanı olan Sibel Uyar ile bir röportaj gerçekleştirdi. Aday adaylık sürecinden Urla Kadın Kooperatifine kadar uzanan keyifli söylemişimiz sizlerle…
 
R.İ: Başkanım, Mart 2014 Yerel Seçimlerinde belediyecilik geçmişi 1860’lı yıllara dayanan Urla Belediyesi’nin seçilmiş ilk kadın belediye başkanı oldunuz. Öncelikle aday adaylık ve adaylık süreciniz nasıl geçti? Bir kadın olarak siyasette bulunmanın zorluklarını seçim sürecinde hissettiniz mi?

S.U: Öncelikle, ben bugün burada, benim arkadaşım Raşit ile bir kadın belediye başkanı olarak konuşabiliyorsam laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Teşekkürler Atam deyip önünde saygıyla eğiliyorum.
Şimdi şöyle söyleyeyim bilindiği üzere aktif siyasete, 2009 yılında meclis üyesi olarak başladım. Açıkçası ilk meclis üyesi olmak istediğim zaman ailem bile ne gerek var siyasete dediler. Çünkü biz 80 sonrası gençlik olduğumuz için biraz apolitik büyütüldük. Doğduğum, yaşadığım kente hizmet etme amacıyla da aktif siyasete başladım. Çünkü yerel yönetimler, halka en yakın dokunabilecek yer. 2009-2014 dönemi belediye meclis üyesi olarak geçti. Belediye meclis üyesi olduğunuz andan itibaren siyaseti yakından tanıyorsunuz aktif siyaset yapıyorsunuz, belediyeciliği tanıyorsunuz işte Urla’yı daha net tanıyorsunuz. Urla’da yaşamakla yöneticisi olmak çok ayrı şeyler çünkü. Sonra o zaman baktığım da sizin de ifade ettiğiniz gibi ilk kurulmuş belediyelerden biri olmasına rağmen kadın bir başkan çıkmamıştı. Dedim ki yani aday olayım en azından ilk kadın aday olayım ki hani seçilmesem bile en azından adaylık cesaretini gösterebilmek istedim. İlk o niyetle başladım. Bir de o 5 sene içerisinde yerel siyasetin ne kadar kıymetli ve önemli olduğunu anlıyorsunuz, yani insana direkt dokunuyorsunuz. Yaptığın bütün her şey hizmet ya da menfi, tepkiyi aynı anda alabiliyorsun iyi ya da kötü. Dolayısıyla çok sevdim yerel siyaseti ve belediye başkanı olmak arzusuyla aday oldum. Ailem bile, ilk oradan başlıyorum çünkü bu eğer ki bu bir halkaysa önce aileye haber veriyorsunuz sonra tanıdığın siyasi büyüklerine söylüyorsun daha hiç açıklamadan. Bana zor olduğunu söylediler yani bir kadın olarak özellikle Urla küçük ve yerel bir kent, diğer metropol kentlerle karşılaştırılamaz. Küçük, herkesin birbirini tanıdığı o zamanlar bu kadar da büyük değildi Urla. Olmaz dediler. Ben de olmazsa olmasın, yani ben aday olacağım dedim. Hani zorluklar diyorsun ya ‘ne gerek var, olmaz’ söylemleriyle vesayetler var o zamanki konjonktürü düşündüğümüzde daha iyi anlayabiliriz. Aday adaylığına karar verdikten sonra ilk o zaman ki belediye başkanımız Selçuk Başkana gittim, söyledim. Yani benim başkanım Selçuk Başkanla konuştum. Hiç bana olmaz, etme demedi. Tabi ki ol, sen iyi bir meclis üyesisin dedi. Yiğidin hakkını vermek lazım o açıdan. Öyle aday oldum. Örneğin erkek adaylar genelde kalabalık gezerler. Ben kalabalık gezmedim. Ben tek başıma gezdim. Elime de bir tane zeytin fidanı aldım. Zeytin fidanı hem benim için hem de Urla için çok kıymetlidir. Hem de insanın özü için çok kıymetlidir. Çok dayanıklı bir ağaçtır zeytin ağacı. Dolayısıyla da o zaman da hani baktığım vakitte nasılsa olmayacak ama dendi. Son 9 Şubat günüydü adaylığım açıklandı. O gün inanamadım biliyor musun? Yani böyle hem çok beklediğim bir şeydi ama olur mu acaba dediğim bir şeyin böyle birden bire olması insana bambaşka bir keyif veriyor. Çok mutlu oldum. Yani öyle bir mutluluk yok. Hani o an kazanmamışsın daha seçimi sadece aday gösterilmişsin ama o bile o kadar kıymetli bir şey ki. Sonrasında siyasette kadın olarak bulunmak… Siyasete giriyorsun ama hala annesin ve eşsin. Onların hiçbirinden de fedakârlık edemiyorsun. Çünkü anne dediğin andan itibaren kadın siyasetçi olmamın en şeylerinden bir tanesi annelik sıfatı bence. O senede oğlumun üniversite sınavı vardı. Çok kolay bir sene de değildi.

R.İ: 2014 seçimlerinde Türkiye genelinde sadece 33 kadın belediye başkanı seçilmişti. İlçemizde de seçim yarışı üst düzeyde olmuştu. Ve gecenin sonunda Urla’nın ilk kadın belediye başkanı olmuştunuz. O gece seçildiğinizde hissettiğiniz ilk şey ne oldu?

S.U: Evet, biz de o zaman İzmir’de 3 kadın belediye başkanıydık. Konak, Kiraz ve biz vardık. Seçim yarışı konusuna gelirsek Urla halkına ayrıca çok teşekkür ederim. Kadın adaya farklı olarak bakılmadı. İlk olarak isimden önce ‘Kadın Aday’ deniliyordu. İsim daha sonra gelmeye başlıyor. Yani Urlalılar, önce Kadın dedi… 2019 yılının 8 Mart programında yaptığım konuşma “Benim adım kadın” diye başlıyor örneğin. O konuşmanın sebebi budur aslında. Kadın kelimesini severim, Hep kadın belediye başkanı denildi. Bu benim hep onurumdur.
Seçim akşamına gelecek olursak burada meydandaydık biliyorsun… Zaten son haftaya girdiğin zaman anlıyorsun bir şeylerin ne kadar olduğunu ama Urla özelinde bahsedersek eğer seçim konvoyları meşhurdur. O konvoyda ben arabayla gezerken, “Allah’ım bana bunu yaşattığın için teşekkür ederim” diyerek dua ettim sadece… Herkesin elinde bayraklar var, bağırıyorlar ve ertesi gün seçim var. O gün, benim hayatta unutamayacağım günlerden bir tanesiydi. İlk seçim sonuçlarını beklerken meydandaki halet-i ruhiyemi anlatamam. O kadar büyük bir onur ve gurur ki anlatılamaz. Doğduğun, yaşadığın kente şehri emin oluyorsun. Şehrin emanet edildiği kişi oluyorsun. İnanılmaz güzel ve keyifliydi. Hatta ben o gün ilçe seçim müdürlüğüne gittim. Sabaha kadar orada bekledim. Ayakkabılar ayağımı sıktı. Arkadaşlar büyük büyük terlikler getirdi de onlarla gezebildim. O gece benim için de farklıydı yani hiç uyumadan sabaha kadar oradaydık.
Yani özetleyecek olursak çok çok çok keyifli, çok onur, gurur verici. Tarihe geçiyorsun yani düşünsene bundan daha öte bir şey var mı? İlk kez aday oluyorsun ve geçmişi 1860’lara dayanan bir belediyenin ilk kadın başkanı oluyorsun. Çok kıymetliydi, o yüzden benim bu hayatta unutamayacağım gecelerden biriydi. Bir gün önce Sibel’ken ertesi gün Urla’nın belediye başkanı oluyorsun… Çok kıymetli… Oy verenden, benimle birlikte yol yürüyenden, destek olandan Allah bin kere razı olsun…

R.İ: Göreve geldikten kısa bir süre kadın istihdamı yolunda önemli adımlar attınız. Kadınlarla ilgili birçok projeye imza attınız ama sanırım en önemlisi öncülüğünüzde kurulan Urla Kadın Kooperatifi…
100’den fazla kadına iş istihdamı olan, yurt dışına ihracata başlayan bir kooperatif konumuna geldi. Pandeminin tüm dünyayı etkisi altına aldığı, toplumun büyük maddi zorluklar çektiği bir dönemde bile Türkiye’nin her bölgesine yapılan enginar satışları kadın girişimciler ve çiftçiler için bir can suyu oldu. Urla Kadın Kooperatifini bir de sizden dinlemek istiyoruz…

S.U: Kadın olmanın şöyle bir avantajı var. Mesela ben Urla’yı hep evim gibi düşünerek çalıştım. Mesela festivallerde “günümüz var” diyordum. Kadınlar beni çok iyi anlar günü olduğu zaman bir telaş olur, her yer temizlenir falan öyleydi festivallerimiz. Urla’ya bakarken, sokağında gezerken, insanıyla konuşurken Urla senin evin oluyor çünkü… Yaşayanlar da ailenin bir ferdi oluyor. Sen nasıl kendi ailen için en iyisini olmasını istiyorsun, aynı şekilde şehrin emanet edilen insanı olduğun andan itibaren de herkes senin akraban gibi oluyor. Tabii bunun sorumluluğu var. Sana inanmış, güvenmiş ve oy vermiş. Sen de onların yolundan, suyundan, elektriğinden, çocuğunun eğitiminden parka götürmesine, kadınların nasıl sokağa rahat çıkabileceğinden, sporundan hepsinden sorumlusun…  Yani belediyecilik öyle bir şey ki doğumdan ölüme diyebiliriz. Bambaşka bir şey…

Daha önce ben Ege Kadın Dayanışma Vakfı’nda da çalıştım. Kadın çalışmalarını da severim. Kadınların yaşadığı zorlukları birebir yaşayan bir insan olarak kadınların hangi noktada ne eksiklikleri var ya da hangi sıkıntıları var biliyorum. Özellikle kamusal alanda kadın güvenliği olarak çalışmaya başladık. Benim esas çalışmalarımın, stratejik planımın temelinde 2009 dönemindeki Belediye Meclis Üyeliği dönemimde yarımada stratejik planı hazırlanırken ben bütün çalışmalarına katılmıştım. Biz yerel ve ev eksenli kadının çok olduğu bir yeriz aslında… Sosyo-ekonomik anlamda kadınların güçlendirilmesi de çok kıymetliydi. O yüzden ben özellikle Birleşmiş Milletler’in 2030 sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında gerçekleştirdim bütün çalışmalarımı. Ve en sonda da yüksek lisans tezimi bunun üzerine yaptım. Onu da bitirdik bu arada. Orada da Urla’yı yazdım akademik olarak.
Küresel hedefler koyuyorsunuz fakat bu hedefleri yerele uygulamadığınız zaman havada kalıyor. Bu yüzden küresel hedeflerin, yerel uygulamalarıydı aslında Urla… Görev süremiz boyunca yaptığımız buydu. Belki de o yüzden başarı daha görünür oldu ilçemizde.
O zaman içerisinde kadınların çalışmayı çok sevdiklerini ancak doğru bir planlamayla çalışmadıklarını öngörünce Sözleşmeli üretim yapmanın ne demek olduğunu, satış prentabalı üretimin ne demek olduğunu ve kadınların birlikte hareket ettiği zaman, örgütlü bir mücadeleyle neler kazanabilecekleri noktasında Kadın Kooperatifi kurma fikri geldi.
Ve bugün, röportajımızı yaptığımız 3 Aralık’ta kooperatifimiz 7. Yaşını kutluyor. 3 Aralık 2014’te 80 ortakla başladığımız kooperatifçilik hikâyemiz, bugün 171 ortakla devam ediyoruz. Başladığım günden bu yana 2. Başkan olarak devam ettiğim görevime hala ikinci başkan olarak devam ediyorum. Kadınlarla çalışmak çok keyifli, çok mutluyuz. O zaman pasta, börek ya da tezgâh kooperatifçiliği tanımlaması varken şuanda geldiğimiz noktada ihracat yapan, Türkiye’nin en büyük zincir marketlerine ürün satabilen, üretim izni ve marka değeri olan bir kooperatif yarattık…
Ve tüm dünyayı durdurma noktasına getiren Koronavirüs salgınında, pandemi döneminde krizi fırsata çevirerek Urla’nın enginarını, kadın üreticilerle kadın ortaklarımızla beraber katma değer katıp tüm Türkiye’ye hatta artık Avrupa ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne ihraç noktasına gelmiş durumdayız. Yani artık bizim İngilizce, Almanca ve Arapça etiketlerimiz var. Bunlar da çok kıymetli… Dolayısıyla Urla kadın kooperatifi, benim bebeğim… Gerçekten çok kıymet verdiğim, büyümesini birebir yaşayarak görmekte çok güzel. O yüzden kooperatif benim gerçekten iyi kilerimden.
Ben her zaman, belediye başkanı olduğum dönemde de, görev sürem bittikten sonra da hayatın içinde yaşamayı tercih eden bir kadın olarak; bazılarının kızı, bazılarının ablası, bazılarının annesi, bazılarının teyzesi oldum ama en çok hoşuma giden şey “Başkan Teyze” oldu…
Biliyorsun bir kreşimiz vardı bizim, kreşteki çocuklarım bana başkan teyze derdi. O çocuklarım büyüdü, ilkokuldalar ve hala başkan teyze diyerek koşup kucağıma atlamaları beni çok mutlu ediyor. Çok hoşuma gidiyor… Dolayısıyla 8 Mart 2019 günündeki “Benim adım kadın” diye başlayan o konuşmada da kadınların aslında mevcut sosyoekonomik düzende avantajları ve dezavantajları noktasında hepimizin malumu 25 Kasım’ı yeni geçirdik, kadın cinayetlerinin kadına olan şiddetin had safhaya vardığı bir dönemde en azından bizim bölgemizde yaşayan Urlalı kadınlara kamusal alanda güvenliği sağlamak, kamusal alanda görünürlüklerini arttırmak bizim için en kıymetli ve en önemlisiydi… Dolayısıyla da şuan hali hazırda da en başta söylediğim gibi sen Urla’yı evin gibi yaşayanları da ailen gibi görürsen onlar da seni aileden birisi olarak görüyorlar… Şuanda hâlâ daha öyleyiz. Hep birlikte çalışmayı çok seviyoruz. Bir şey olduğu zaman birbirimizi buluyoruz. Örgütlü güç, çok önemli. Dolayısıyla kooperatifi de çok önemsiyorum ve daha güzel yerlere gideceğine inanıyorum. Mesela 2 Aralık günü İzmir Kadın Kooperatifleri toplantısına gittik ve bize orada abla kooperatif diyorlar. Abla kooperatif tanımlaması da bizim çok hoşumuza gidiyor. Sizin güzel tecrübelerinizden başka bir kadının da yararlanması, onun hayatına dokunulması da inanılmaz keyif veriyor. Eğer ben bugün, küçücük bir çocuğa ben de ileride başkan teyze olmak istiyorum dedirtebildiysem ki bunu çok duydum, ben amacıma ulaşmışım gibi geliyor açıkçası. Bir rol model olmak çok önemli. Güçlü, ayaklarının üstünde durabilen, ne istediğini bilen, hayattan ne beklediğini bilen ve bunun için sadece çalışmasının çok önemli olduğunu düşünen kadınlardan oluşuyoruz biz.  Dolayısıyla güçlü kadın, hem psikolojik hem ekonomik hem de sosyolojik anlamda kendini yalnız hissetmeyen kadın inanın aileyi de çok doğru bir şekilde kurabilir. Çünkü bu bahsettiğimiz şiddeti yapan dediğimiz erkekleri de bir kadın yetiştiriyor. Dolayısıyla kadınlar erkek çocuklarına da nasıl davranmaları gerektiğini pekiştiriyoruz çünkü biz burada her gün eğitim yapıyor. Bu vesileyle de kadın kooperatifinin başlangıcından bugüne kadar bütün yönetim kurullarına, bütün başkanlarına, bütün ortaklarına çok ama çok teşekkür ederim. Kooperatifine sahip çıkan ortaklarımıza, başkanlarımıza ve yönetim kurullarının hepsine Allah Razı olsun diyorum. Biz Kadın Kooperatifi kuruyoruz çağrısıyla çıktık ve bu karşılık buldu. Bunu ben ya da bir başkası tek başına yapmadı.

R.İ: Görev süreniz boyunca kadınlara dokunduğunuzu, onların bir ablası, kardeşi, arkadaşı olduğunuzu gördük. Hatta 8 Mart 2019 günü yapılan Dünya Kadınlar Günü programında sanırım tüm Urla bunu sonuna kadar hissetti. O gün sizin için farklı bir gündü. 5 yıl gibi kısa bir sürede insanların sizi bu kadar benimsemesi, sahiplenmesi ve o günkü duygusal tabloyu da bizlerle paylaşır mısınız?

S.U: 8 Mart günü bizim bütün kadınlarımız oradaydı. Orada benim hayatıma dokunmuş ya da onların ya da benim hayatımda iz bırakmış kadın arkadaşlarım, beni yalnız bırakmadılar. Ben konuşma yaparken içimden gelerek yaparım, biliyorsun. O gün ki konuşma da açıkçası bizim hep beraber ağladığımız hep beraber geçmişi andığımız bir konuşmaydı. Bana iz bırakan konuşmalardan bir tanesidir, 8 Mart 2019 konuşması. İnşallah daha çok güzel konuşmalar yapacağız.

R.İ: Çok güzel bir söyleşi oldu. Hem bu güzel söyleşi için hem de Urla halkı başta olmak üzere Urlalı kadınlar adına yaptığınız her şey için teşekkür ederim başkanım.

S.U: Böylesine anlamlı bir günde benimle röportaj yaptığınız için ben teşekkür ederim. Birlikte güzel yarınlara diyerek bitirelim…

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Hazır Site by Uzman Tescil webmaster