Ana Sayfa Gündem, Siyaset 3 Nisan 2023

Bir komik demokrasi hikayesi; CHP

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. Yılında, Türk Siyasi tarihinin en önemli seçimine gidiyoruz…
Ve uzun bir süredir Millet İttifakı’nın 13. Cumhurbaşkanı Adayı ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir çok konuşmasında önemle tek adam rejimine karşı olduklarını belirtiyor ve ‘demokrasi’ vurgusunda bulunuyor. Peki bu söylemler, parti içerisinde ne kadar uygulanıyor?
Bugüne kadar iktidarı her zaman eleştiriye kapalı olması ve tek adam rejimi üzerinden eleştiren Cumhuriyet Halk Partisi, verdiği izlenimle kendi söylemleri altında eziliyor.
Gelin bu süreci birlikte hatırlayalım…
2017 yılında gerçekleşen kongrede seçimle göreve gelen, örgütüyle birlikte partisinin başında 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekili Seçimlerini, 2019 yılında Yerel Seçimlerini geçiren CHP Urla İlçe Başkanı Hakan Özbadur ve yönetimi, atanmış il başkanı Şenol Aslanoğlu tarafından görevden alındı.
Bir yıl önce atanarak ilçe gençlik kolu başkanı olan Pelin Karasakal, bu sefer de ilçe başkanlığı görevine atandı.
Önceki yönetimde seçimle göreve seçilen ve görevden alınan bazı isimler, yeni yönetimde de yer aldı. ‘Seçimle gelen, seçimle gider’ ve demokrasi söylemlerinin altında seçimle göreve gelenler, atanarak devam etmeyi tercih ettiler…
Yıllardır partili olan, bayrak asmış, sokak sokak dolaşmış, emek vermiş isimlerin yerine ise geçmiş yıllarda AK Parti Urla İlçe Yönetimi’nde yer alan ismin ilçe yönetiminde yer bulması, bir başka şaşkınlık yaratan husus.
Yaşanan bu süreci ve yapılan hataları eleştirdiğimiz için bizim ‘AK Parti ile iş tuttuğumuzu’ iddia eden, ‘bizi karşına alman sana zarar verir’ söylemlerinde bulunan yöneticilerin, AK Partili yöneticilerden yakınları için iş konusunda yardım istediklerini de biliyoruz. Kim ne derse desin halkın sesi olmaya, yanlış gördüğümüz şeyleri eleştirmeye devam edeceğiz…
‘Belli bir kesimin Pirus Zaferi’ 
Değerli büyüğüm, FETÖ kumpası mağduru emekli Kurmay Albay Mustafa Önsel, geçmiş zamandaki “Bazı zaferler ilk bakışta zafer gibi görünür” başlıklı yazısında ‘Pirus Zaferi’nden bahsediyordu.
Ben de ilçemizde yaşanan gelişmeleri belli bir kesimin Pirus Zaferi olarak değerlendirdim. Yazıma, Önsel Albay’ın kaleminden Pirus Zaferi ile veda ediyorum.
“M. Ö. 280’de Epir’in şan şeref düşkünü kralı Pirus Romalılara savaş açtı. Savaş toplam 5 yıl sürdü. Pirus’un ordusunda filler de vardı. Romalılar çetin ceviz çıktı. Kızgın ok ve mızraklarla filleri kızdırıp paniklettiler. Filler etraflarındaki askerleri ezdiler.
Pirus, hem askerlerinin, hem fillerinin büyük bir bölümünü kaybetti. Bütün gücünü sarf ederek zor bela Romalıları püskürttü. Ama ordusu bir savaşı daha kaldıramayacak kadar bitik ve perişan olmuştu. Pirus, beklemediği kadar güçsüz kalmıştı. Hatta bazı kaynaklar, savaşa 10.000 askerle katılan Pirus’un, savaşın sonunda etrafında sadece 15 asker kaldığını belirtirler.
Pirus, “Bir daha böyle bir zafer kazanmak istemiyorum. Tanrım bir daha bana böyle bir zafer verme” demiştir. İşte bu sözünden dolayı, nihai getirisi, kazanma yolunda ödenen bedeli karşılamayan, kaybedilenin kazanılandan daha ağır olduğu zaferlere siyasi tarihte Pirus zaferi deniyor.
Bir nevi yenerken yenilmek demektir Pirus zaferi…
Bazı zaferler sadece ilk bakışta zafer gibi gözükür ama aslında hezimettir…”

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Hazır Site by Uzman Tescil webmaster